10 Mayıs 2014 Cumartesi

Mega Holdings 'e Neden Hayır Derler

Siz arkadaşınıza “hayatının fırsatını ” sunuyorsunuz ve o HAYIR diyor, neden ?
1)      Kimse sunum esnasında kazanç planını dikkatlice dinlemez:
Ben eminim, ben dahil kimse dinlemiyordur; kazanç planını göstermeye başladığınız anda insanlar kulağını kapatır, anlamaya çalışmaz. Çünkü önyargılar çalışmaya başlar. Bu yüzden arkadaşınızın kaydını ne zaman yapıyoruz sorusunu yöneltmek için aradığınızda size bir çok bahane bulacaktır. Mutlaka arkadaşınızın nereyi anlamadığını çözmeniz lazım, belki tekrardan kısa bir kazanç planı anlatımı gerekecektir.
2)      “Paraya ihtiyacım yok” derler:
Bizler kanaatkar bir toplumun vatandaşlarıyız. Doğduğumuz andan itibaren azıcık aşım ağrısız başım mantığıyla yetiştiriliyoruz; girişimcilik öğretilmiyor bize. Maaşlı çalışmanın dışında pek de bir seçenek sunmuyor ailelerimiz ne yazık ki. Orta ve orta alt sınıf bir aileden geliyorsak pek riski sevmiyoruz ve garanti gördüğümüz memuriyet, maaşlı bir hayatı tercih ediyoruz.
Arkadaşlarımıza parayla olan sorunumuzu çözmemiz gerektiğini anlatmamız lazım. Bilgi çağında para kazanmanın sadece ortaya zaman konularak olmadığını, para kazanmanın daha garantili ve eğlenceli yollarının olduğunu anlatmalıyız.
3)      “Etik değil” derler:
Çünkü varolan sistem hepimizi bencil yetiştirmiş, adına patron denilen ve işlerin en başında olan adamın bütün parayı kazanmasını dilerler; çünkü bir gün kendilerinin de patron olup bütün pastayı yeme sıralarının gelmesini düşlerler. Oysa dünyada bambaşka sistemler de vardır. Arkadaşlarınıza klasik ticaretin “etik” kavramlarından bahsediniz.
A)     Duvarında “bu iş yerinde askeri ücret uygulanır” yazan bir ülkede biz etik değiliz, insanlara hayatta kalacak kadar para verilen dünyayı reddediyorum; diyebilirsiniz.
B)      Hiçbir özel sektör veya kamu kurumunda yöneticiniz veya üssünüz belki patronunuz size bir gün benim olduğum yerde olabilirsin demeyecektir, bizim ticaretimizde bütün amacımız senin de en kısa zamanda benim olduğum konumlara yükselmen; diyebilirsiniz.
C)      Bizim işimizi ciddiye almamışlardır, emek olmayan, sadece yeni başlayanların çalıştığı bir sistem olarak görürler, arkadaşınıza onun kendini geliştirebilmesi için ona yardım edecek bir sürü liderinin olduğunu söyleyebilirsiniz.
4)      “Piramit” derler her zaman:
Bugün hiç gösteremezler ki herhangi bir organizasyon piramit şeklinde olmasın. Bugün devlet ve özel sektör, birçok kuruluş ve aileler bile bir piramittir. Piramitler ayrıca Mısır’da bulunur ve dünyanın 7 harikası içindedir. Piramitlerin kötü görünmesi, kötü niyetli insanların bunu hep kullanmasıdır. İnsanoğlu hep kısa yoldan zengin olmanın peşindedir ve bu uğurda bir çok varlıklarını kaybederler. Özel bir şirkette çalışan bir arkadaşınız işimizin piramit olduğunu söylerse ona çok rahatlıkla kendi işinin de bir piramit organizasyona sahip olduğunu anlatabilirsiniz. En başta bir ceo vardır, altında yönetim kurulu, altında müdürler, altında bölüm şefleri ve yardımcıları, altında ürün sorumluları, altında satış şefleri ve en altta satış personelleri vardır. Klasik bir piramitte kimse size bir gün bir üste atlayacağınızı söylemez ve bunun için çabalamaz; çünkü sizin yükselmeniz demek onların işsiz kalması demektir. Ve en alttakiler her zaman en az kazanmaya mahkumdurlar.
Network ‘te ise herkesin ilerlemek için eşit fırsatı ve eşit desteği vardır. Şirket ürün satışından elde ettiği karı ona yardımcı olan temsilcilerine paylaştırır. Ben ömrü hayatımda görmedim ki, trilyonluk satış yapan bir firmada ceo tüm çalışanlarına kar payı dağıtsın…
5)      “Vaktim yok” derler:
Olmaz tabi, tüm gün, ortalama 10-12 saat çalışınca insan 1000 lira maaş için, normal olarak vakit kalmaz hiçbir şeye. Eve gelindiğinde bulaşık çamaşır, görev gibi facebook televizyon derken zaman uçar gider. Araştırmalar gösteriyor k i toplumun en fakir olan bölümü hep vakitsizlikten şikayet ediyor çünkü uzun saatler çalışıyor, parası yok dışarı çıkamıyor ve televizyona çok vakit harcıyor. Herkesin boşa geçirdiği zamanlardan arttırabileceği zamanı vardır; her gün aynı şeyleri yaparak hayatımızın değişmesini bekleyemeyeceğimizi söyleyebilirsiniz.
6)      “Ben yapamam ” derler:
Yapamayacağını düşünürsen tabi ki yapamazsın, sonuçta hiçbirimiz bu işi bilerek doğmadık. Bu işi yalnız yapmıyoruz ki, işin güzelliği de burada zaten, dünyanın hiçbir organizasyonunda olmayan destek ve birliktelik.  Üstlerinizin görevi size eğitim vermek size destek olmak, sizin göreviniz ise onları uygulamak, hepimiz özgüvensiz yetiştirildik. Arkadaşınızın her daim yanında olacağınızı belirtin ve olun.
7)      “Ben Ahmet Abi’me danıştım, bu iş olamaz diyor” derler:
Ahmet abi öncelikle bizim işimizle uğraşmış mı ? alakadar olmuş mu öğrenmek lazım; neye dayanarak olmaz diyor? Bizim Türk milleti konuşmayı çok sevdiği gibi, kimsenin kendisinden de daha fazla başarılı olmasını istemez.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta Ahmet abi bu hayatta ne başarmıştır? Nasıl bir işte çalışıyordur, vizyonu nedir ? Bu hayat neyi başarmıştır ki insanların hayatlarını etkileyebilecek kararları kendi başına verebiliyordur.
Çok güzel bir örnek var bu konuyla ilgili. Bir gün giderseniz gecekonduda oturan birinin evine ve bir gün boğazda ev almak istediğinizi söylerseniz size güler ve bunu başaramayacağınızı söyler. Ama boğaza gider, orada evi olan biri ile konuşup, gerçekten istersen yapabilirsin der.
Arkadaşınızı da anlayın, o da sizin bir zamanlar olduğunuz gibi, kararlarını başkasına aldırıyor; yardımcı olun.
8)      “Param yok” derler:
Onu biliyoruz zaten, amacımız beraber para kazanmak. Arkadaşınızı rahat hissettirin, sonuçta amacınız ona sadece ürün satmak değil, onun hayatına dokunmak, değiştirmek. Size bırakın milyarları, bin liraların kapısını açacak bir ticarete param yok diyemezsiniz. Para istenildiğinde bulunan en kolay şey,, bizim amacımız sürekliliğini sağlamak.
Bir hayal edin; ederi 200 bin lira olan bir evde kiracısınız, ve bir akşam ev sahibiniz arıyor, yarın ameliyat olması gerektiği için 50 bin liraya ihtiyacı olduğunu söylüyor, eğer sabaha kadar bu parayı bulursanız size evi 50 bin liraya bırakacağını söylüyor, o parayı bulursunuz değil mi ? 1000 kişiyi arar 100 ‘er 1000’er lira ister yine bulursunuz. Bizim ona sunduğumuz fırsatın büyüklüğü de bu boyuttadır. Dışarıda 2000 liraya çalıştığı işiyle hayatı boyunca ev alamayacak.
9)      “Sistem tıkanır!” derler:
Favorimi sona sakladım. Sona kalacak birçok insan olacağını ve bu bir çok insanın hiç para kazanamayacağını iddia ederler. Bu konu üzerine de uzunca durmak istiyorum.
a)      Öncelikle herkes bir ürün alır, bu ödediğiniz paranın karşılığıdır. Sonuçta ödediği paranın karşılığını almıştır herkes.
b)      Her ticaretin bir zaman faktörü vardır. Network ‘le uğraşmayan şirketler de tıkanabilir, misal UFO gibi, herkes UFO alırsa şirket tıkanır, ama birilerinin de UFO’su bozulacak ve yenisini alacaklardır. Kapıya ip gibi dizilse tüm Türkiye 1 senede maksimum 120 bin kayıt alınabilir, nüfus 75 milyon; ayrıca her sene 1 milyon kişi 18 yaşını doldurmaktadır.
c)       Herkes bu işi yapsa ne olur bu dünyanın hali. Bunu ben de çok düşündüm ama her iş bir tercih meselesidir. Bugün diğer mesleklerdeki eleman fazlalığından dolayı inanılmaz bir “ucuz iş gücü” oluşmuştur. Öğretmenliğe 5000 lira verildiği günlerde bazı insanlar network yapmamayı tercih edebilirler, sorun değil.
d)      BMW eğer bir gün herkesin BMW sahibi olup artık araba satamayacaklarını düşünseydi, fabrikayı çoktan kapatırdı, ama hala BMW’si olmayan insanlar var ve hiçbir zaman herkesin BMW’si olmayacak.
e)      Dünyada 6,5 milyar insan var; eğer Google’dan biraz incelersek bu sayının 1900’lü yıllarda 1,5 milyar olduğunu görürüz . Yani ortalama 5 sene içerisinde 8 milyarlık bir nüfus olacak tüm dünyada.
Uzun lafın kısası:
Kimse ilk anlatıldığında işi tam olarak anlamaz çünkü dikkatli dinlememiştir. Görevimiz insanların gözünü açabilmek. Güvenli gördükleri işlerinin ve hayatlarının aslında ne kadar riskli olduğunu göstermek, şu an riskli olarak gördükleri yolun aslında tüm hayatsal riskleri yok etmek için olduğunu göstermek.
Kendinizi karşınızdaki arkadaşınızın, babanızın, kuzeninizin yerine koyun ve dürüst olun; size ilk anlatıldığında ne hissetmiştiniz düşünün. Gerçekten şu an anladığınız kadar iyi anlamış mıydınız?
Unutmayın ;
Bu işe sadece işi anlamayan, hayalleri olmayan ve kafası az çalışan insanlar hayır der. Ve bizim görevimiz anlamayana anlatmak, hayalleri olmayana hayallerini hatırlatmak ve kafası az çalışan insanların duygusal zekalarını geliştirmek. Biz işimizi yapalım, gerisi onlara kalmış. Ve unutmayın:
Hayır demek sadece “şimdilik hayır” demektir. Şimdilik hayır diyen insanların ileride ne diyeceğini sadece Allah bilir ama şu an ekibimizde olan yüzlerce kişi önce hayır deyip daha sonra “işi iyice anlayıp” evet cevabını vermiştir. O yüzden hayırlara takılmayın, her hayırda bir hayır vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder